Etrafımızda olan saçmalıklara sinirlenip tepki verdiğimizde, işler kötü giderken öfkelenip işlerin düzelmesi için diğer insanlara baskı yaptığımızda, işini yapmayan insanlardan şikayetçi olduğumuzda… “kaos”un parçası oluyoruz.
Karşımıza aniden çıkan durumlara tepki vermek gerekli gibi görünüyor: Etki varsa tepki ver. Tehdit edilmiş hissediyorsan, kaç veya saldır.
Oysa, çoğu zaman durmak gerek.
Durmak.
Tepki vermemek.
Kaosun bir parçası olmayı reddetmek.
Pazarlamada da, hayatta da durum böyle: Rakipler şunu yapıyor, müşteriler şunu istiyor, adam bana bağırdı, annem sanatçı olmamı istemiyor…
Tepki vermek elbette gerekli ama başkalarının oyunu reddetmek, reddetmekle kalmayıp kendi oyunumuzuu kurmak… asıl peşinde olduğumuz bu olmalı.
[Farketing notu]: Başkalarının oyununu oynama. Kendi oyununu yarat ve onun da hakimi ol.