Siyahkuğu‘dan:
Kendimize dair yapabileceklerimiz esnekliğimizle sınırlıdır. Başkalarına dair yaptıklarımız ve yapabileceklerimiz ise ancak onların algılayabildikleri, anlayabildikleri, yorumlayabildikleri kadardır.
Doğru fakat pazarlamacının görevi, insanların söylemek istediklerimizi anlamasını sağlayabilmek için en iyi ortamı yaratmak. Yani pazarlama sadece karşımızdaki (müşteri)
ile ilgili değil, biz (pazarlamacı) ile de ilgili. Bizim
yaptıklarımızla, anlattıklarımızla… Mesala benim,
- Bir şey söyleyip, insanlar söylediklerimi anlamıyor demem,
- Bir müşterinin haksız bir şey istediğini düşünmem..
yine benimle alakalı.
Daha açık bir örnek: "Müşteri haksız" demek müşterinin durumunu değil, bizim durumumuzu gösteriyor. "Müşteri haksız" diyorsak, arkasından şunu da söyleyebilmeliyiz: "Müşteriye, markamızı, markamızın ona neler sunduğunu, bizden ne beklemesi gerektiğini anlatamadık."
Sorunu müşteride buluyorsak, yine siyahkuğu‘dan:
Hayatta eldeki parçaları yerli yerine yerleştirememişsen eğer, bir parça hep eksikmiş, hatta kayıpmış gibi gelir sana.
[Not]: Siyahkuğu.com, -eşime ait – pazarlama değil, ağırlıklı olarak edebi ve düşündürücü yazıların olduğu bir site. Pazarlama penceresinden bakınca, içerisinde pazarlamayı hatırlatan bir çok fikir var. Görebilene.