Lise zamanında, bir kıza teklifte bulunmak benim için oldukça zordu. her şeyin kendiliğinden olmasını hayal ederdim. Yanyana otursak, sınıfta beraber mahsur kalsak… Çok baştan başlayabilecek bir ilişki için, aylarımı harcardım. Bu kadar zaman harcadığımdan olacak, başlangıçta benimle ilgilenen bir kız dahi olsa, pek başarılı olamazdım.
Direkt olarak lisedeki aşk hayatımla bağlantı kurmak doğru olmayabilir ama yaşadıklarımdan şunu sormasını öğrendim: "Kaybedecek neyim var?" Birisinden hoşlanırken ufak da olsa şansınız olduğunu düşünüyorsanız, tek yapmanız gereken denemek. "Birlikte şunu yapalım mı?"
İş hayatı da, çok farklı değil. Bir proje var, üzerine düşündüğümüz. Oturup plan yapmasak da zaman harcadığımız fakat bir sonraki adıma geçemediğimiz. Belki daha da basidi, "Şunu denesek nasıl olur?" dahi diyemediğimiz.
Kimse reddedilmeyi sevmez ama kaybedecek o kadar önemli ne var?
"Aptal durumuna düştüm" riskine karşılık, "Güzel bir kızla çıkıyorum" deme fırsatı.
Karar bizim.
Yukarıda bahsettiğim "Aptal durumuna düşme" tanımını şöyle yapabiliriz: Başkalarının ne söyleyeceğini/düşüneceğini fazla umursama durumu.
[Not]: Aşk hayatım liseden sonra çok değişmedi ama hayatımın kadınını bulduğumda çok da tereddüt etmedim.