Bir şey satın alırken, o şeyin ne olduğu kadar, onu alırken neler hissettiğimizin de çok önemidir. Markayı oluşturan en önemli etkenlerden birisi duygularımız.
Bebek’te oturduğum dönemde bizim sokakta iki bakkal vardı. Bunlardan birisi nispeten daha ucuzdu ve oturduğum eve daha yakındı. Bu iki rasyonel avantajına rağmen ben ikinci bakkala kadar yürür ve ekmeğimi dahi oradan alırdım. Bunun açıklayabildiğim tek nedeni Rahmi Bakkal’ın iyi bir pazarlama aracı olmasıydı: çalışanlarının sıcak ve samimi olması. Çünkü ben oradan sadece herhangi bir ürünle değil, kendimi daha iyi hissettiren duygularla ayrılıyordum.