Sinan Güler ile sohbet

Sinan Güler ile sohbet


  • Share on Pinterest

Sinan Güler

Profesyonel Basketbolcu, Sosyal Girişimci, Melek Yatırımcı

Linkedin’den: Spor, #inovasyon, #melek yatırımı, #girişimcilik ve #etki yatırımı…

Bazı insanlar hakkında kısa zamanda fikir sahibi olursunuz ya… Belki başkalarından duyduklarınızdan, belki başka bir nedenden. Sinan Güler işte öyle bir insan. İyi insan. Sadece para için değil, etki yaratmak için yatırım yapan, yaşayan…

Yaptığı güzel işlere, basketbol kariyerine ve daha fazlasına wikipedia ve linkedin üzerinden bakabilirsiniz.


Sabah kahvaltısında bir yumurta olsaydın ne olurdun ve niye?

Over easy. Attın, bir de çevirdin, normal kırdın yumurtayı. Niyesine gelince; ya böyle, hem böyle. Hani böyle yumurtayı ilk kırdığında böyle hafif yayılır yavaş yavaş. Sabit bir hal almaya başlar, o yumurtayı ocaktan aldığında kestiğinde içi biraz akıcı olur falan. Biraz böyle kutu gibi gözüküp ama aynı zamanda ufak tefek yerlerde sınırları zorlamayı seven biri olduğumdan dolayı olabilir.

Geçmişim, benim geleceğimi belirler. Doğru yanlış?

Yanlış. Bugünüm benim geleceğimi belirler her türlü.

Bunu Antetokounmpo NBA finalleri sırasında çok güzel anlatıyor:

Geçmiş ego, gelecek gurur gibi bir anlama getiriyor ve bugün yaptığın her şey evet geçmişten beslenerek geliyor, geleceğe umutla gidiyor ama sadece bugün var.

John Wooden diye bir basketbol antrenörü var 70’lerde, UCLA’ in. 10 tane şampiyonluk 8 senesi namağlup bir antranör. Rakamlar tam doğru olmayabilir ama Wooden ciddi bir başarı göstermiş ve bugün Amerika’daki sadece spor antrenörlüğü alanında değil liderlik adına çok önemli dersler paylaşan bir karakter. Onun başarı tanımı:

Görevlerin dahilinde yapabileceğinin en iyisini bugün yaptıysan başarılısındır.

John Wooden

Birkaç senedir kendimce benimseyip uygulamaya çalışıyorum. O yüzden, dün var önemli, unutmamak lazım ama kendi hatırladığın kadar var. Yarın olmasını istediğin şeyler önemli, yoksa çok donuk ve boş bir hayat yaşıyorsun. İkisi de önemli ama ikisinin de önemini kanıtlayan ve ikisini de geçerli hale getiren şey bugün ne yaptığın oluyor.

Bu dünyada birisiyle yemek yiyebilseydin kimle yerdin?

Michael Jordan

Senin için mükemmel bir gün ne demek?

O an yani gün içerisinde o an yaptığım işten kafamın başka yere gitmediği gün benim için mükemmel bir gün olur. Bugün mesela mükemmel bir gündü çünkü kızımla havuzda yüzme eğitimi aldık. Onun yüzme eğitiminde… mesela kafam başka yerde olmadan, kafam yorgun olmadan bir şeyler yapabilmek acayip keyifli oluyor. Bunu çocuğunla daha başka öğreniyorsun bu arada.

Başkalarının beni nasıl gördüğü önemlidir. Doğru yanlış?

Yanlış demek istesem de doğru. Eninde sonunda kabul görmek isteyen bir sporun ve şeyin içerisindeyim. Kabul görmek, takdir edilmek, alıştığım sevdiğim bir şey.

Gün geçtikçe daha çok kendim için bir şeyler yapabilecek noktaya geliyorum, başkası ne düşünür diye düşünmeden hareket edebiliyorum. Veya Twitter’da, Instagram’da, sosyal medyada benim hakkımda yazılan bir şeye bir tık daha az kızıyorum her geçen gün.

Arkadaşlıkta en çok neye önem verirsin?

Herhalde bağa önem veririm. Yani o etkileşime, o bağa, o şeyin parçası olabilmeye. Yani hem anın parçası olabilmeye hem de benim şu an en yakın gördüğüm arkadaşlarım 30 senelik arkadaşlıklarım, çocukluğumdan beri aynı takımda oynadığım arkadaşlarım. Onlarla o anı halen yaşayabiliyor olmak, yeni anlar yaratabiliyor olmak, çocuklarımızın şimdi beraber anlar ve anılar yaratabiliyor olması acayip hoşuma gidiyor.

Maslow’un hiyerarşisine göre kendini hangi kademede görüyorsun?
Hayatta kalma, saygı duyulma, iz bırakma.

Şu anda iz bırakma, insanlarla paylaşma ve kendimi tanıma noktasındayım. Yani o piramitin tepesindeyim kesinlikle. Hayatta kalmayla alakalı karar vermek zorunda olduğum bir şey olmaması ve insanların o hayatta kalma mücadelesine ufak dokunuşlarla yardımcı olabilecek noktada olmak önemli geliyor bana şu an.

Bir gün uyanıp sahip olmadığın bir yetenek sahibi olabilseydin bu yetenek ne olurdu?

Zamanı yönetmeyi öğrenmiş uyanırsam çok güzel olur. Bence süper gücün en önemlisi o. Bir diğeri, aslına bakarsan biraz daha süper güç olmasını isteyeceğim ve işte X-Men Wolverine’den örnek alarak ilerleyeceğim vücudumun hızlı iyileşme kapasitesine sahip olması. 

Yaptığın en iyi yatırım ne?

Yaptığım en iyi yatırım herhalde evlenmek. Çünkü beni böyle çapalayacak bir şey oldu. Sadece yaşam tarzı olarak değil yapmak istediklerimde uçabiliyorken biraz daha sakin bakabilmemi sağladı.

Bu aralar 40 yaşına yaklaşmış biri olarak kendimi tanımaya da biraz yatırım yapıyorum.

Eğer bir kristal küre sana kendinle, hayatınla ilgili herhangi bir şey söyleyebilseydi, 1 şey ama neyi bilmek isterdin?

Hayatımın sonlarına yakın bir yerde bakıyor olayım ve total resmin ne kadar mutlu olup olmadığını görmek isterdim. Mutlu muyum, değil miyim. Çoğu zaman anda mutlu olmayı beceremediğimden, o yaşıma geldikten sonra, hani en azından onu öğrenebilmiş miyim belli noktalarda görmek isterdim.

Meditasyon yapıyor musun?

Yapmaya çabalıyorum, çok yapabildiğimi söyleyemem. Benim için meditasyon anda kalabilmek, anda yaptığın şeye odaklanabilmek, nefesini dinleyebilmek. Spor burada yardımcı oluyor. Spor yaparken nefes almayı hatırlamak bile aslında o meditatif noktaya bir şekilde beni getiriyor.

Son beş yılda hangi yeni düşünce, alışkanlık veya davranış biçimi hayatını değiştirdi? Var mı böyle bir şey?

Telefon kullanımım. Olabildiğince kısıtlı kullanmanın yollarını, kendi maymun zihnime hissettirmeden yaşamaya çalışıyorum. Kurallar koyarak, aplikasyonları silerek, oyun oynamayarak…. Bu böyle son sekiz aylık bir şey.

Son beş yılda da hayır demeyi öğrenmeye çalışıyorum. Hala çok iyi öğrendiğimi de sanmıyorum.

İş dünyasına girmeye hazırlanan yeni veya yeni atılmış insanlara gençlere ne tavsiyede bulunuyorsun?

Basketboldan örnek vereyim, atmadığın her şutu kaçırıyorsun. O yüzden hata yapmaktan, yanlış bilmekten korkmamak lazım. Değişime kesinlikle açık olmak lazım. Değişim hayatımızın kaçınılmaz bir parçası. Bununla birlikte değişimi doğru takip edebilmek adına da meraklı ve sorgulayıcı olmak lazım diye düşünüyorum. 

Seni çok etkilemiş, herkese önereceğin kitaplar var mı diye soracağım.

Ryan Holiday iki tane. Küçük Prens’i her sene okumaya çalışırım. Martı’yı her sene okumaya çalışırım.

Hediye ediyor musun peki kitap bu arada?  

Ediyorum, etmeye çalışıyorum. Küçük Prens eşim için çok önemli, Martı benim için çok önemli. Kızım geldiğinde gelen ziyaretçilere onlardan hediye etmiştik. Marcus Aurelius’un Kendime Düşünceler, Meditasyonlar kitabını okumaya çalışıyorum. Ryan Holiday’den The Obstacle is the Way ve The Daily Stoic. Şu an Ahmet Mümtaz Taylan’ın Ara Toplam diye bir kitabını okuyorum. Bugüne kadar okuduğum hiçbir kitapta bu kadar not alma isteği görmedim.

Yeni bir taktik öğrendim, Ryan Holiday’den. Normalde fiziki kitabı okurken hani kaldığın yeri üstten işaretlersin ya, kulakçık yaparsın, adam kitaba notlarını işte kitapla alakalı çizdiği şeyleri görmek adına ve o sayfada onu niye çizdiğini hatırlayabilmek adına sayfanın altını kulakçık yapıyormuş. Kitap bittiğinde de böyle sırayla full kulakçıklar var, o kulakçıkları kaldırmıyor haliyle. Kitabı bitirdikten iki üç hafta sonra bu sefer notların üzerinden daha taze bir kafayla geçiyormuş. (Ryan Holiday’in ilgili yöntemi)

Sürekli kullandığın bir uygulama var mı?

Uygulama olarak full kullanmaya çalıştığım, biri Medium, öbürü de Spotify. Spotify’da podcast ve müzik dinlemeye çalışıyorum.  

İnsanlara bir cümleyle bir mesaj vermek isteseydin bu ne olurdu? 

Bugün daha iyi ol. 

Kafan karıştığında veya odaklanamadığında ne yapıyorsun?

Bu aralar yürüyorum. Böyle biraz kafam karıştığında şey olduğunda yürüyüp hiçbir şey düşünmeden, yani düşünceleri kendi haline bırakacak şekilde yürümek iyi geliyor. Bir şey dinliyor olsam gene o kafa karışıklığı yaratabiliyor.

Yürümek, spor yapıyor olmak, ikisi olabilir. 

Ben şöyle bir yanıt hayal etmiştim. Sürekli şut atıyorsun kafanı dağıtmak için. Var mı böyle bir şey?

Öyle bir imkanım olmadığından dolayı kolay değil o. Yani bir de İstanbul’da şimdi kafam karıştı hadi gidip Darüşşafaka’da şut atacağım desem bu saatte zaten giremem. Gün içerisinde gitmek istesem 20-25 dakika yol yapıp…

Herhangi bir takıntın, alışkanlık veya bir huyun var mı?

Var. Çok var, takıntılı bir insanım. Haksızlığa, anlaşılmamaya falan böyle çok takılan bir insanım.

Kişisel olarak, bana karşı. Kaybetmeye takıntılıyım. Onun dışında rutinimin dışına çıkmak beni biraz bozuyor. Rutinlerim de var genel olarak hayatın içerisinde özellikle spor alanında çok fazla rutine sahibim.

….rutinlerim beni bir şekilde yapmam gerekenlere, maçıma, müsabakaya odaklıyor.

Kendi sektöründe, senin sektörün ne bilmiyorum ama, kendi sektöründe özel duyduğun kötü bir tavsiye var mı?

Yatırım tarafında herhalde en kötü tavsiye, böyle sık duyulabilecek olan, “Biraz para kazan gel. Biraz müşteri topla gel.” modunda bir şey.

Sportif anlamda düşünürsek de herkesin vücudu, gücü, atletikliği birbirinden farklı. O yüzden özellikle ülkemizdeki sportif anlamda belli pozisyondaki oyuncuları belli eski başarılı oyuncuların kalıplarına yerleştirme çabası bu kötü tavsiyelerin içerisine giriyor gibi geliyor bana. 

Son sorum, nasıl bir başarısızlık gelecekte başarılı olmanı sağladı veya bir favori başarısızlık hikayen var mı senin?

Sporda yaşadığım bir başarısızlık, genç takımlarda elendiğimiz bir turnuvanın sonunda, soyunma odasında oturduğum koltukta duran su şişesine tekme savurayım derken bench’e vuruyorum ve ayak parmağım kırılıyor. Yıllar sonra öğreniyorum, o turnuva bittiğinde muhtemelen genç milli takım aday kadrosuna çağrılacakmışım ve kadroya girme ihtimalim olabilirmiş ama sakatlığımdan dolayı konu olmamış. Altyapılarda hiç milli takımda oynamadım ama Türkiye basketbolunda oynanabilecek en güzel maçın parçası oldum ve dünya şampiyonası gümüş madalyam var. İki tane dünya şampiyonasında oynama fırsatı yakaladım, sayısız avrupa şampiyonası ve sayısız maç oynama fırsatı yakaladım. Bu yüzden çok farklı bir başarıya itti beni.

Bir diğeri de aslında beni neyi nasıl yaptığımı bilmeye itti. O da Lastik Pabuc şirketine yaptığım yatırım. Girişimcilik ekosistemine girmemi, öğrenmemi sağladı ve beni kendimi geliştirerek yaptığım finansal bir kararın nasıl toparlanabileceğini öğrenmeye itti. Ben bunu başarı olarak sayabilirim. Finansal başarısı henüz gelmedi ama devamını göreceğiz. 

Tüm sohbetlere ulaşmak için tıklayın….


twitter’da takip et: cturanli

Farketing e-posta listesine kayıt olun

Farketing yazılarından haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.

E-postanızı kimseyle paylaşmam ve asla 'spam' yapmam.