ACNielsen’dayken, Unilever’de tüm üst yönetimin ve üçüncü partilerin katıldığı bir strateji toplantısına davet edilmiştim. Toplantı, tüm dünya çapında Unilever’de alınmış kararları çalışanlara aktarmayı hedefliyordu.
Toplantıda bir çok stratejik karardan bahsedildi fakat bana göre, anlatılan en ilginç şey, çok fazla zaman alan – ambalaj rengi şu olsun, reklamda şu sözü şu şekilde söyleyelim, şunu şu şekilde yapalım ya da yapmayalım, …- fakat şirketin asıl amacından uzak olan konulara artık daha az zaman harcanacağı idi. Şirket o tarihten itibaren şirketin önceliğinde olmayan konularla ilgilenmek yerine, müşterilerinin ihtiyacı olan ürünleri geliştirme ve bunları pazarlama konularında yoğunlaşacaktı.
Unilever Türkiye, aldığı bu kararı ne kadar uygulayabildi şüpheliyim fakat bu konuda kimden danışmanlık alındıysa, çıkan sonuç çok doğruydu: Başarılı olmanın yolu, öncelikle rakiplerden farklı bir şeyler yapmak ve sonra da bunu müşteriye etkin bir şekilde anlatmaktan geçiyor.