İster bir ürünü satmak olsun, ister birisini tavlamak olsun, ister bir fikrin yayılması olsun… değişim 3 adımı izliyor.
1.Ulaşıyor. 2.Etkiliyor. 3.Harekete geçiriyor
Facebook takipçileriniz vasıtasıyla hayranlarınıza “ulaşıyorsunuz”. Sattığınız ürünle bu insanları “etkile”meye çalışıyorsunuz. Etkilediğiniz insanları “harekete geçir”ip satış yapıyorsunuz.
Beğendiğiniz birisinin yanına gidip ona “ulaşıyorsunuz”. Fikirlerinizle, fiziğinizle, anlattıklarınızla onu “etkile”meye çalışıyorsunuz. Etkileyebilirseniz, onu “harekete geçir”iyor, sizinle çıkmasını sağlıyorsunuz.
İş hayatında ulaşmak nispeten kolay. Tanıtım, reklamlar, Facebook, Youtube… mevcut müşteriler, mevcut takipçiler, onların arkadaşları. Etkilemek ürünle alakalı, ne kadar etkileyici bir hikayeniz var? Harekete geçirmek için ise, yapılması gereken çok şey var. Ürün pazarladığınız kişiyle alakalı mı? Bir ihtiyacı karşılıyor mu? Başkaları da kullanıyor mu? … daha çok pazarlamacıların uğraştığı şeyler.
Hangisinden başlamalı derseniz, bir sıralama yok. Zaten biz pazarlamacıların hedefi:
insanları harekete geçirmek için yeterli neden sunan, hikayesiyle etkileyen/paylaşmaya değer, ulaşılabilir ürünler/markalar yaratmak.