Sanırım tanıştığım her girişimciyi şu 2 gruba göre sınıflandırabiliyorum.
Misyonerler ve tüccarlar.
Tüccarlar:
Fırsatları görüp, fırsatlar üzerinden para kazanmanın peşinden koşanlar. Tek amaçları var para kazanmak.
Misyonlerler:
İnandıkları bir amaç uğruna koşanlar. Örnek: dünyayı iyileştirmek, insanların hayatını kolaylaştırmak…
Nasıl para kazanacağım? girişimciliğin olmazsa olmazı. Yine de bir işe soyunurken, ilk sorumuz nasıl para kazanacağım ise, o büyük girişimcilerden (dünyayı büyük veya küçük değiştiren) birisi olma şansımız pek yok.
Yatırım yapsaydım, girişimcilere ilk,
Hangi amaçla bu işi yapıyorsun?
diye sorardım. Yanıtın sadece ticari olduğuna karar verirsem, girişime sadece emlak yatırımı gibi bakardım. Orta – uzun vadede koyduğumdan çok getirir mi?
Dünyayı değiştirecek büyük projeler için ise, (ana yatırım kriterim bu olurdu sanırım) “misyoner” girişimcileri seçerdim. Bir amacı olan, iyi şeyler yapmaya çalışan girişimciler ve girişimler.
Paradan önce amaç.
Paradan öte amaç.
Pilot Girişimcilik programında 5 yıldır mentörlük yapıyorum. Yatırımcı olsaydım (değilim) yatırım yapacağım yukarıdaki “misyoner” tanımıma uygun bir girişimci buldum. Girişimci: Nazlı Temurtaş, şirket ise: Monday Hero
“Amy Winehouse”u ilk dinlediğimde başarılı olacağını anlamıştım. Benzer.