Rakamlar üzerine konuşmaya başlayınca, bir noktada uzlaşmak mümkün oluyor. Bu öyle olursa öyle, şu şöyle olursa şöyle. Hayali mutabakat.
Yeni okumaya başladığım Rework kitabında konuya değinilmiş (benim cümlelerimle):
Soyut şeyler ile (raporlar ve dokümanlar) çalışmanın problemi, hayal üzerine bir sonuca varmaktır. Yüz kişi aynı şeyi okuyup 100’ü de farklı bir şey hayal edebilir.
Dolayısıyla, rakamlarla ve fizibilite üzerine kafa yormak yerine, gerçek bir şeyler yapıp, gerçek üzerine karar vermek en isabetli sonuçları veriyor.
Bir çok projede şimdiye kadar kullandığım bir yöntem var. Çoğu zaman da daha fazla kullanmam gerektiğini düşünüyorum. İstatistik veya pazarlama eğitimi almış çoğu insan zaten biliyordur ama bilmeyenler için sırasıyla.
- Hedef kitleyi belirle.
- Hedef kitleye uyan en az 2 grup belirle.
- Kontrol grubu: Hiçbir teklif almayacak grup.
- Deney grubu: Teklif sunulacak grup (birden fazla teklif için birden fazla deney grubu)
- Deney gruplarına belirlediğin farklı teklifleri sun.
- Sonuçları değerlendir
- Deney gruplarının tekliflere nasıl tepki verdiğini ölç
- Kontrol grubunun aynı dönemde nasıl davrandığını ölç.
- Deney grupları ile kontrol grubunun arasındaki mutlak farkları bul ve kıyasla.
- En başarılı/etkili görünen pazarlama teklifini daha büyük bir gruba sun.
Aşağıdaki de bir çok kez kullanılan alternatif yöntem. Madde madde yazmıyorum çünkü bir sırası yok.
- Şu kadar kişi görse, şu kadarı hedef kitleden olsa, şu kadarı satın alsa… Biraz şunu azaltayım, biraz şunu artırayım. Sizce bu rakama mı bakalım, şu rakama mı?…
[Farketing notu]: Gerçek hayata geçirilmemiş hayallerden her zaman daha değerlidir.