Başıma gelen son negatif olayı paylaştığımda, Asya isimli bir okuyucu:
Can Bey artık sizin su hayatta cektiklerinize yüreğim dayanmıyor. Nedir
bu efendim ne kadar bitmez çileniz varmıs teknosa ya gidersiniz aynı
muamele, kahvaltıya gidersiniz aynı muamele bi bankalar kalmıştı…
diye yorum yapmıştı.
Problemli olan aslında ben miyim emin değilim ama bir gerçek var: Sorun bulmak kolay, yeni fikir üretmek zor.
Yine bir deneyim:
Öğle yemeği, Taksim, bir cafe. Yemek sonrası Türk kahvesi. Kahve bardağında ruj izi. Garsonu çağırıyoruz, hem hesabı istiyoruz hem de ruj izini gösterip, sanırım yıkanmamış diyoruz. Garson hemen hesabı getiriyor, kahve ücretini almıyor.
Ders çıkarılacak çok şey var. Sorun çıktığında (lütfen siz de ekleyin):
- Sorun yaşanıyorsa, hemen özür dile. Sorunu gideremesen de müşteri bunu bekliyor.
- Sorunu müşterinin yanında inceleme. "Sözüme güven miyor musun, ben müşteriyim."
- Mümkünse, sorunu hemen ortadan kaldır. "Aksi takdirde müşteri olarak üzerine konuşmaya devam etmem kuvvetle muhtemel değil mi?"
- Sorunu kaldırmak yeterli değil, müşterinin sorunu unutması için için bir şeyler yap. "Hesaptan kahveyi mi düştün. Bravo."
[Farketing notu]: Pazarlamada, hayatta sorunların çıkması, hata yapılması doğal. Başarısızlık hatayla/sorunla değil, hatalar oluştuğunda yaptıklarımızla gelir.